"Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel
imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi
gören biri kendi kendine şu basit soruyu sorar: 'Bunun manası ne?' O resmin bir
manası yoktur. Çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir."
- René Magritte
The son of
man (Le fils de l'homme)
Yıl: 1964
Ressam: René
Magritte
Akım:
Sürrealizm
Resim sanatını yakından takip etmeyenler için dahi
bilinirliği olan bu ünlü tablo René Magritte’nin en ikonik eserlerinden birisi
ve ressamın otoportresidir.
Resme ilk bakışta dikkati önce yeşil bir elma çeker. Yeşil
elma sembolünün melon şapkalar ve pipo ile birlikte Magritte tablolarının
vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyleyebiliriz.
Peki neden yeşil elma?
Bu sorunun cevabı her sanat eserinde
olduğu gibi çeşitli yorumlara açıktır. Bunlardan biri, René Magritte’nin her
zaman alışılmışın dışında ve saklı kalan imgelemelere olan düşkünlüğü olarak
kabul edilebilir. Kim Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına sebep olan
elmayı yeşil hayal ederdi ki?
Diğer bir yorum ise benzer fakat simgesel olarak farklı bir
anlam ile ayrılır. Cennet elması olarak betimlenen kırmızı elma, tutku ve aşk
gibi insani duygularla alakalı soyut bir imgeyken Magritte’nin yeşil elması
Newton’un elmasına bir göndermedir. Buradaki yeşil elma aklı, bilimi ve fizik
kurallarını temsil eder. Dolayısıyla nesnel, somut bir gerçekliktir.
Elmanın ardında bir adam görürüz. Fakat bu gözlemciye kalmış
bir yorumdur. Adamın yüzünü kaplayan elma mı yoksa elmanın ardındaki adam mı?
Rene Magritte elmanın yüzü gizlemesi ile ilgili açıklamasında; “Gördüğümüz her
şey bir başkasını gizler. Ve biz her zaman görünenin gizlediğini merak ederiz.”
der. Elma, Newton’un elması imgesinden yola çıkarak nesnel bilinci temsil
eder. Bu da bilincin ardındaki gizemli
bilinçdışının merakı olarak yorumlanarak Magritte’nin açıklamasıyla
örtüşmektedir. Bu bakış açısıyla yorumlandığında Magritte’nin, o dönemlerde
büyük yankı uyandıran Freud’un bilinçdışı araştırmalarından da etkilenmiş olabileceğini
söyleyebiliriz.
Elmanın mükemmel gerçekçiliğine karşın ceketinin düğmeleri
çözülmüş, bir eli karanlıkta kalan ve dirseği çarpık görüntüde sunulmuş kusurlu
insanı veya çelişkiler içindeki bilinçdışını görürüz. Beynin sağ lobunun vücudun sol tarafını kontrol
etmesi ile alakalı olarak sağ beyine ait duygular, hayaller ve inançlardaki
bozulmaların karanlıkta kalan sol kol ile dolaylı yoldan açıklandığını
söyleyebiliriz. Bu yaklaşım yine kimilerine göre yasak meyve olan kimilerine göre ise bilgelik ağacından koparılan elmanın
dogmatizmi karanlıkta bırakmasını hatırlatarak kendi içinde bir tutarlılığı
barındırır.
The Son of Man tablosunun perde arkasında René Magritte gerek
kendine has sanatçı kişiliği gerek semboller ve dilbilim ile olan yakın ilişkisi
nedeniyle 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından biri olup eserleri her devirde
anlam kazanmaya devam edecektir.